Birey, çift ve aile prosesinde, taşıyan ve taşınan özelliği ile duygu (emotion / affection) ve transaksiyonel hareketler (transactional movements) önemlidir.

Psikodramada tek protagonist varken, aile ve çift terapisinde herkes protagonisttir. Bu nedenle, psikodrama ve aile terapisinin integratif özellikleriyle çalıştığımızda, aynı anda, birden çok gerçeklikle karşılaşılmaktadır.

Bu kadar çok gerçekliğin içinde, transaksiyonların iki boyutlu ve belirlenmiş hatlar yerine; çok boyutlulukta ve çok farklı yön ve akış özelliklerinde olduğunu bildiğimizde, yapılan, sadece bir seans görüşmesi olsa da, psikodramanın açılımsallığının daha interaktif ve direktif bir tarzda kullanılmasının, yeni deneyimler yoluyla değişmeye, büyüme ve olgunlaşmaya katkısının daha hızlı olması mümkündür. Böyle bir süratli iç devinimi olan matriks içindeki terapötik akışta (drift), terapistin “serbest bir ajan” olarak çok yönlülükle karakterize aktivasyonu gereklidir. Bu noktadaki takip ve transaksiyonlar arasındaki geçiş ise, semptom olsa bile; bir marker ve bir transporter olarak, duygu ve duygu gücünün kullanılmasıyla sağlanmaktadır.

Müdahaleye geçişte, çatışma akımlarına dikkat ederek, daha bir ara bölge lisanıyla; yeniden anlam, tanım ve kavramsallaştırmaya geçilmekte; buralardaki direnç noktalarında, metaforlara başvurulmaktadır. Bütün bunlar yapılırken, psikodramanın görüngüselliği (phenemenon), aynı anda hem yapı, hem transaksiyonlar hem de işlevsellikle çalışmamızı mümkün kılmaktadır.

Burada esas olan; daha ötesini görmemizi ve müdahale edebilmemizi sağlayabilen görünürlülükte, dış nesnelerin içselleştirilmişliğiyle, içsel olanların dışsallaştırıldığı segmanda transaksiyonlarla çalışabilmektir.